Haber

Çocuk İstismarı Artıyor: Cinsel İstismar Oranları Son 9 Yılda 3 Kat Arttı

TEKİRDAĞ Namık Kemal Üniversitesi (NKÜ) Öğretim Görevlisi Ayşe Mine İşler, TÜİK verilerine göre çocuk istismarının arttığını belirterek, “Özellikle çocuklarda cinsel istismar oranları son 9 yılda 3 kat arttı. Kız çocukların erkeklere göre 4 kat daha fazla risk altında olduğunu söyledi.

NKÜ Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu Sosyal Hizmet ve Danışmanlık Bölüm Başkanı Ayşe Mine İşler, Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine göre çocuk istismarının arttığını söyledi. 2022 yılında güvenlik birimlerine gelen veya getirilen çocukların karıştığı olay sayısının 601 bin 754 olduğunu belirten İşler, suç mağduru olarak gelen veya getirilen 232 bin 739 çocuğun yüzde 13,7’sinin cinsel istismara maruz kalan çocuklar olduğunu belirtti. suistimal etmek. Geçen yıl çocuk istismarı sayısı 31 bin 890 olarak kaydedilirken, bunun 4 bin 151’i erkek, 27 bin 739’u kız çocuktu. Çocuk istismarı denince akla sadece cinsel istismar geliyor. Ancak duygusal istismar, fiziksel istismar ve cinsel istismar aslında istismar türleridir. Bu büyük bir sorun haline geldi. TÜİK’in 2022 bilgileri bize bunu gösteriyor. Son 9 yılda özellikle çocuklarda cinsel istismar oranları 3 kat arttı. Bu bakımdan kızların erkeklere göre 4 kat daha fazla risk altında olduğunu söyledi.

‘DUYGUSAL İSTİSMAR UZUN VADEDE ORTAYA ÇIKIYOR’

Çocuğun fiziksel gelişimine, sağlığına ve psiko-sosyal gelişimine zarar veren her türlü eylemin istismar olduğunu belirten İşler, şöyle konuştu: Bunu fiziksel, cinsel ve duygusal istismar başlıkları altında ele alıyoruz. Şimdi baktığımızda fiziksel istismar aslında bir yetişkinin güç kullanarak çocuğu etkilemesidir. Bu, çocuğa vurmak, asmak, sarsmak veya herhangi bir alet kullanmak olabilir. Bunlar bize fiziksel istismarı gösteriyor. Peki nasıl şüphe edebiliriz? Çocuğa baktığımızda açıklanamayan yara izleri, yanıklar, darbe izleri, kırık ve çıkıklar varsa; Çocuğun karın ağrısı, baş ağrısı gibi fiziksel şikayetleri varsa; Ancak yarayı kapatacak mevsime uygun olmayan bir kıyafet varsa bu noktada şüphelenmemiz gerekiyor. Bu çok değerli bir semptomdur. ya da okula devamsızlıklarda artış varsa bunlar bize çocuğun fiziksel istismarını hatırlatabilir. Duygusal istismara baktığımızda; Belirtiler daha sonra, aslında uzun vadede ortaya çıkar. Duygusal istismarı şu şekilde tanımlıyoruz. Çocuğu görmezden gelmek, onu küçük düşürmek, yeterince ilgi ve sevgi göstermemek, onunla dalga geçmek gibi davranışlar duygusal istismar türleridir. “Duygusal istismar belirtilerine baktığımızda eğer bir çocuğun kendine güveni düşükse, içe dönükse ya da tam tersi saldırgan davranışlar gösteriyorsa, akran ilişkilerinde çatışma yaşıyorsa bu noktalarda aklımıza duygusal istismar gelebilir” dedi. .

‘ÇOCUĞA İNANMAK ÇOK ÖNEMLİ’

Eğer konu cinsel istismarsa, cinsel istismarı nasıl anlayacağız? Baktığımızda pek çok çocuk anlatmaktan çekiniyor, korkuyor, kendilerine inanılmayacağını düşünüyor. Bu noktada öncelikle çocuğa inanmak önemlidir. Şüphelendiğimiz durumlara bakacak olursak; Çocukta açıklanamayan ani duygusal değişiklikler varsa, ağızda, dudak bölgesinde, genital bölgelerde yara, şişlik, kızarıklık, kanama varsa, oturma ve yürümede zorluk varsa cinsel istismardan şüphelenmemiz gerekir. İntihar girişimleri, kendine zarar verme davranışları, altını ıslatma, gece kabusları ya da artan kabuslar da bizi cinsel istismardan şüphelenmeye sevk etmelidir. “Bir istismar durumundan şüphelendik, bu noktada her vatandaşın ihbar yükümlülüğü var” dedi.

‘ÇOCUKLA ETKİLİ VE DOĞRU İLETİŞİM KURULMASI GEREKİYOR’

Çocukları istismardan korumak için ailelerin bilinçlendirilmesinin önemli olduğunu kaydeden İşler, “Öncelikle ailelerin bu konuda bilinçlenmesi, farkındalık düzeylerinin arttırılması gerekiyor. Ayrıca inançlı bir bağlanma da gerekiyor. Çocuğun doğduğu andan itibaren büyüme dönemine kadar geçen süre boyunca sağlanması gerekir. Çocukla etkili ve gerçek bir iletişim kurulmalıdır. Çocuğun başına bir şey geldiğinde bunu ailesine anlatabilecek kadar kendine güvenmesi gerekir. Aslında Çocuğun istismarı açıklaması çok kolay değildir. Kendisine inanılmayacağını düşünür, kendini suçlu hisseder, korkabilir; bu durumda ailenin çocuğa inanması gerekir. Ancak vücudumuzdaki organlarımıza isim vermeye başladığımızda Erken çocukluktan itibaren göz, kulak, burun vb. cinsel organlarımızın adlarını da öğretmek gerekir, lakaplar üzerinden öğretmemeliyiz, çünkü çocuk birinden yardım istediğinde karşıdaki kişi bunu yapmayabilir. Bu lakabı bilin, dolayısıyla buradaki isimlendirmenin bu bilimsel sınıflandırmalara göre yapılması önemlidir. Ayrıca çocuğa mahremiyet eğitimi verilmesi ve mahrem bölgesine kimin, nasıl ve ne şekilde dokunabileceğinin öğretilmesi gerektiğini söyledi.

‘SOSYAL MEDYADA DİKKAT EDİLMESİ GEREKİYOR’

Sosyal medya ile ilgili işler: Sosyal medya günümüz dünyasına hakimdir. Sosyal medyada çocuk istismarının da önüne geçmek gerekiyor. Çocukların hayatlarını 7/24 paylaşıyoruz; Bu onları istismara karşı çok savunmasız hale getirir ve risk altına sokar. Aslında özel hayatları ihlal ediliyor. Aileler, çocuklarının sosyal medyada paylaştıklarına çok dikkat etmelidir. Çocukların yakın çevresine dikkat edilmelidir. Çünkü istismarcılar sıklıkla çocukların yakın çevresinde karşımıza çıkıyor. Ailenin bu bağlantı ağlarını yeterince kontrol edebilmesi gerekiyor. Yine çocuklar bunu kendi başlarına yapabilirler. Cinsel oyun ve cinsel istismar farklı kavramlardır. Bazen çocuklar cinsel oyun amacıyla bu faaliyetlerde bulunabilirler ancak çocuklar arasında büyük yaş farkı varsa ve zarar verme hedefi varsa; Bu aynı zamanda cinsel istismardır. Bu noktada ailelerin çocuklarının arkadaşlarına dikkat etmesi, o ilişkilere dahil olması ve gözlem yapmasının çok önemli olduğunu söyledi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu